31 Aralık 2015 Perşembe

2015

2015 in genel bi analizini mi yapsam ne yapsam.

Ocak: sıradan bir ay-dı. Aşık olmaya hevesli, birinin varlığını özlediğim bir ay-dı. Tek derdim buydu sanki. Nerden bilecektim şubat-ın beni benden alacağını.

Şubat-Mart: hatırlamak bile istemediğim bir ay-dı.canım dediklerimin canımı yaktığı hatta canımı aldığı, güvensizliğimin hat safhada olduğu, elimin ayağımın bağının çözüldüğü, kimseyle konuşmadığım, yalnızlığa doyduğum, düşündükçe şu an bile ağlayabildiğim, ruhumun çekildiği, uyuyamadığım, nefessiz kaldığım, neden diye isyanlar ettiğim...

Nisan: ah Allahım nasıl güzel dayanma gücü verdin, şükür olsun sana. Ne kadar güçlü olduğumu idrak ettiğim bir ay-dı.

Mayıs-Haziran: aman Tanrım benim bir kalbim mi varmış dediğim, kalbimin ritminin değiştiği bir ay-dı. Olmaz, hayatıma kimseyi alamam dememe rağmen hayatıma girmek için ısrar eden malum kişi. Arayan, soran, üzgünüm diye moralimi düzeltmek için telefonda şarkılar söyleyen, her sabah her akşam aralıksız mesajlar atan. Onca derdimin sıkıntımın arasında yüzümü güldüren kişi.

Temmuz: benim için onca çırpınış sergileyip benden yavaş yavaş uzaklaştığını hissettim malum şahsın.

Ağustos: tatile doyduğum bir ay-dı. Kuzenlerim sağ olsunlar, önce Antalya sonra Kuşadası. Başlangıçta gitmek istemediğim, sonra ani bi kararla gittiğim, iyi ki dediğim bir tatildi.

Eylül: o çok istediğim işe başvurduğum, bakalım mülakata çağrılcak mıyım diye elim yüreğimde beklediğim- malum kişiyi kafamda bitirdiğim ama onun şehir dışında olmasından dolayı gelsin yüzyüze konuşalım diye sabrettiğim bir ay-dı.

Ekim: malum kişi gelmeyince artık sabrımın son safhasına geldiğim, telefonda nazikçe beni artık aramamasını istediğim, mülakata girdiğim!, ve okuldaki x kişisi ile aramızdaki geyiğin iyice yoğunlaştığı bir ay-dı.

Kasım: x kişisi hangi ara benim kafamı bu denli karıştırır oldu diye uzun uzun kendimi sorguladığım bir ay-dı.  yemek sözünü de kaptı benden tam da Antalya ya kongre öncesi giderken.

Aralık: mülakatın açıklandığı ve hayallerimin  başıma yıkıldığı bir ay-dı. bazı kararlar aldığım, bu ayın sonuna kadar yemeğe çıktık çıktık, yeter artık benden bu kadar dedğim bir ay-dı.

Genel hatları ile böyle değişik enteresan bir yıl-dı. Evet çok kötü zamanlar geçirdim, ama bak bu güne geldik. Diyorumya hep, hiç bir acı ilk günkü gibi kalmıyor.Bu zamanlar da geçer mi diye her gece Allah 'a sorarken şimdi şükür huzurlu olmak. Sağlıklı huzurlu olalım da, her şey hallolur er geç.
Yorucu bir yıl-dı.
Yoruldum çok.
Üzüldüm.
Kalbimin ritmi tam iki farklı adam tarafından iki kez değiştirildi.
İkisinde de sevgilim diyecek konuma bile gelmeden, başlamadan biten hikayelerim oldu.
Kızdım başta onlara ama geniş çerçevede bakınca şükrettim.
Demekki bende bi misyonları vardı, tamamladılar ve gittiler dedim.
Artık kızgın değilim, niye olmadık demiyorum.
Hayırlısını isteyen benim ne de olsa, hayırlısı değilmiş dedim  hem iş konusunda hem eş konusunda.

2016 için az sonra bi mektup yazıcağım, isteklerimi, hayallerimi, heveslerimi... tam 1 sene sonra bugün, yani yılbaşında açıp okuyacağım. bakalım neler olcak.

28 Aralık 2015 Pazartesi

kaçıncı yarın?

kaç yarın daha geçecek senin de aklımdan gitmen için?
kaçıncı yarın olmalı?
durduk yere aklıma gelmesen mesela, ya da rüyamamı girdin sen bugün, girmesen mesela.
orda dursanya ötede.
zaman ilaç mıdır, yoksa kalbimi yavaşça yaran yoran bir bıçak mıdır?
bilemedim.

ps: gün mü sayıyorum ben, yok yok saymıyorum, görmeyeli 18 gün mü olmuş dedim, demedimki.

26 Aralık 2015 Cumartesi

aşk bu mu, sevda bu mu, hayat bu mu?

günlerden cumartesi.
2015'in son cumartesisi.
içim üşüyor, ıhlamur yaptım iyi gelir diye, iyi gelir mi bilemedim.
son 5 gün yeni bir hayata başlamak için, kendime verdiğim sözleri tutmak için.
değmiyor demi, kimse için değmiyor.

geçenlerde şöyle bir yazıya denk geldim, diyor ki:

Vazgeçmek, zor olanı seçmektir aslında.. süründürmek değil, sürdürmemektir. kesmektir bıçakla tam ortasından.. bi daha arkaya bakmayacak olmaktır.. 

üstüne gitmekten, çabalamaktan, anlatmaya çalışmaktan dahası koşmaktan yorulduğun anda çıkar karşına ”vazgeçme” eylemi.. Biriktirdiklerini bir anda atmak zor gelir ilk zamanlarda.. biraz daha sürdürmek için sürünmeyi kabullenirsin.. bi müddet bata çıka devam ettirirsin.. sürünmeyi işkenceyle orantıladığın anda devreye bi mekanizma girer. zönk! diye bitirirsin.. ya da vazgeçersin.. 

vazgeçmek zor olanı seçmektir.. kararlılıktır, mantığın devreye girme durumudur.. duygusal bütün metaforlar bertaraf olmuştur.. vazgeçmek biraz bencillikse, çoğunlukla sencilliktir.. artık akıntıya kürek çekmeyecek olmaktır.. eksilirken çoğalmaktır.. gün ışığı çıkarmaktır perdenin bi ucundan..
bilirsin çünkü ” insan vazgeçebildiği şeylerin karşısında güçlü durur.”

her şey güzel olacak, çünkü bizler iyi insanlarız.
ve biliyorum ki bir kapıyı kapatan Allah bir kapıyı açacaktır, zamanı gelince en hayırlısını.

22 Aralık 2015 Salı

büyüdüysem demek ki

Az önce gamzoşla telefonda konuşuyorduk da, bana sen çok büyüdün malum olaydan sonra dedi. düşündüm ve hak verdim ona. Bu sene subat ayında ailesel bi yıkım olarak tanımlayacağım malum olay yaşandığında şunu demiştim kendime, ben büyüdüm!

Evet o olay beni o kadar büyüttü ki, şu dünyada aynanın karşısında gördüğümden başka hiç kimsenin beni benden çok düşünmediğini anladım, bu hayatta bi gün yalnız değil yapayalnız kalabilceğimi öğrendim, insanın canını en çok sevdiklerinin yakabilceğini öğrendim, kula muhtaç olabileceğimi öğrendim, üzülecek, ağlayacak, isyanlar edecek, yoldan şaşacak, elinde yüzünde yaralar çıkacak, ölmeyi dileyecek ama sonra şükredecek, yaradana daha da sığınacak bağlanacak  hale geldim. sonra daha pozitif baktım hayata, hep güzel düşündüm, hep hayırlısını diledim.

O malum olaydan sonra biliyordum ki, şu dünyada evet başıma yine kötü şeyler gelecek, yine hayal kırıklıklarım, yine keşkelerim, yine neden diye soruşlarım olacak, ama biliyorum ki artık o kadar güçlüyüm ki, ne yaşarsam yaşayım (ölüm hariç) vardır bi nedeni deyip, 2 gün ağlar yoluma bakarım.

Bunun en yakın örneğini geçenlerde yaşadım. o işin olmasını o kadar çok istiyordum ki, o kadar çok hayal kurup ümit ediyordum ki ve tuhaf bi şekilde de olcağına inanıyordum ki. Ama olmadı. Büyük bi hayal kırıklığıydı benim için. İlk gün boşluktaydım, sonraki iki gün dokunamdılar ben yine de ağladım. Sonra geçti. Alıştım bu duruma da. İnsan neye alışmıyor ki.

2015 böyle bitmeseydi iyi olurdu ama ne yapabilirim ya da yapabilirdim ki?

Mesela beni yemeğe davet eden ve ne hikmetse sesi soluğu çıkmayan x kişisini ele alalım. Nerdeyse 10 gündür yüzünü görmeyi bırak, swarm da orda burda da görmez oldum.. Bir şey mi oldu. Sanmam. Keyfidir. Ama merak ediyorum işte iyi mi diye, düşün ben onun aklından bile geçmiyorumdur belki. Gelseydim beni bu konuma düşürmezdi..Hayır mesaj atarım da, yanlış anlaşılmaktan korkuyorum..Off neyse.. Az kaldı ona tanıdığım sürede.. Bakalım zaman ne gösterecek. Ama bitiriyor bu belirsizlik beni, gücümü tüketiyor.

Bendeki de can ya, bende bi annenin evladıyım, niye böyle yapıyorlar ? Niye kadir kıymet bilmiyorlar, niye bu kadar benciller ?



Bugün kandil, herşeyin hayırlısını diliyorum kendim ve sevdiklerim için..Allah büyüktür, vardır bi bildiği, vardır elbet her şeyin bi zamanı. Vardır.

21 Aralık 2015 Pazartesi

mutsuz değilim de anne bi tuhafım.

çok bunaldım.
korkuyorum, umutsuzum ya benim işim olmazsa diye, atamıyorum bu düşünceyi aklımdan.
kendi derdim bana yetmiyor sanki, bir de evdeki durumlar.
yoruldum.
bu sene ne boktan bi seneydi.
büyüdüm bu sene çok.
hiç bir yere sığdıramıyorum yüreğimi yine yine..
herkes diyor ki, senin işin olmayacak da bizim mi olacak, hani Allah'ım nerde?
benim kısmetim nerde Allah'ım?
mutsuz değilim de anne, bi tuhafım.
kederliyim.
o güzel günler gelecek demi.
buna inanmak istiyorum, o güzel günlerin gelişine.
hala olucağım 7 ay sonra, inşallah o zamana kadar bir işim olur da, halası miniğine neler neler alır.
Allah'ım sen gönlümden geçenleri biliyorsun.
sana sığınırım.

19 Aralık 2015 Cumartesi

geçmiyor içimin sıkıntısı

Geçecek mi bu durumum, bu günler?
Çok mutsuzum, gelecekten umutsuzum. Elim ayağım boşta sanki. Aynı o dönem olduğum gibiyim,  ruhsuz, ruhumu çalmışlar sanki.Yaşama sevincim yok.
Sanki sevgiliden ayrılmış gibiyim. Aşk acısı çekersinya, bi boşluktasındır. İşte öyleyim.
Sandım ki artık iş sorunsalım bitecek, artık bi işim olacak sandım. Artık benim de bir işim olcak. Ama bak şu düştüğüm duruma..
Allah kahrestsin.
Hiç iyi bir ruh sağlığı içinde değilim.
Ağlıyorum günlerdir ağlıyorum, boşaltamadım içimi hala. Sindiremiyorum olanları..
Bunca yaşa gel, bunca zaman oku oku, o sınava gir bu mülakata gir, ona koş buna koş. Hala her şey ters gidiyor. Ben çırpındıkça batıyorum.
Yoruldum Allahım yoruldum.
2015 bana çok ağır geldi. Dilerim 2016 da her şey güzel olur. Dilerim olur.

18 Aralık 2015 Cuma

Olmadı

Beklediğim mülakatın sonucunu dün öğrendim.
Olmadı. 
Üzüldüm baya, insan ister istemez umut  bağlıyor. Sanmıştım ki 2015  benim için çok güzel bitecek, bakıyorum da şöyle  bi kendime; o kadar yorgunum ki. Umutlarım tükendi. Mecalim kalmadı. Elim ayağım boşta. Nasip değilmiş işte. Hayırlısı değilmiş diyorum. Ama tükendim. Hiçbir şeye hevesim kalmadı.
Uyusam günlerce haftalarca. Buna bile zamanım yok demi. Malum yeterlilik beni bekler.
Offf ruhum daralıyor.
İnsanı böyle anlarda pek çok kişi teselli ediyor ama o istiyor ki sevdiği adam yanında olsun. Geçecek desin. Sarılsın ona. Sarılınca geçsin..
Korkuyorum gelecekten..

14 Aralık 2015 Pazartesi

içimde bi yeni yıl heyecanı

Hayır daha nerdeyse 15 günümsü bişeyler var bu senenin bitmesine, ama ben dağa taşa instagrama bloga her yere 2016 gelmiş gibi ilan etmek istiyorum.Galiba 2015 beni çok yordu ve ben 2016 ya kocaman umutlarla girmek istiyorum. Bu sefer gerçekleşecek umutlar :)

Hep diyorumya hani, 2015 benim için kötü başladı diye. Şükür bu günlere. Şükür geçiyor zaman, hiç bir acı ilk günkü gibi kalmıyor. Ya acının en derin olduğu yerde zaman dursaydı. Düşünmek bile istemiyorum. Neyse diyeceğim o ki, evet kötü bi başlangıç yaptık 2015 ile ama acayip bi umut var içimde böyle bitmeyecek diye. Beni öyle bi mutlu edecek ki 2015, diyeceğim ki her şey bunun içinmiş. Tüm sabırlarım, tüm dualarım..

O Allah ki sevdiği kullarına en hayırlısını verir, ben sabrediyorum tevekkülle hayırlısını  bekliyorum, olacak olacak güzel şeyler olacak, az kaldı eli kulağında. :)

Hep hayalimdir, bir gün yeni yıla Avrupa'da girmek istiyorum. Onların o Christmas heyacanını yaşamak istiyorum. Caddeler sokakalar vitrinler ışıl ışıl, elimde kahvem, belki sevdiğim yanımda. Küçük küçük kar yağıyor.. Gökyüzüne bakıyorum. Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? Yüzüme bak, yüzümde tarifsiz mutluluk..

Ah bu hafta işle ilgili şu hayırlı haberi alsam.
2016 için müthiş bi başlangıç yapsam.
olmaz mı olabilir <3









Şu resimlere bakıp duran içimdeki çocuk sevinçten neşe saçıyor.

Allah'ım... Sen içimden geçeni biliyorsun. Sen sana sığınan bu kulunun dualarını kabul eyle.

11 Aralık 2015 Cuma

bir hadisem var


Kendimce bazı kararlar aldım.

31 Aralık'a kadar o yemeğe çıktık çıktık, 1 Ocak'ta gelsede bu konu benim için bitmiştir. İşte o zaman gerçekten ama gerçekten vazgeçeceğim..buymuş nasip deyip kabulleneceğim.

Bu 20 günlük süreçte tabiri caizse 'ignore' etceğim onu. Uzak durcağım, susacağım.

Hiç kimse bir insana kendini sorgulatmamalı, bana bunu yapıyorsun ya. Verdiğim söze pişman ediyorsun beni..

Kafam da ruhum kadar allak bullak. İşle ilgili beklediğim haber hayırlısı ile gelse, ve ben artık yeni insanlara, yeni bir ortama, yeni bir hayata merhaba desem.

2015 çok kötü başladı ama çok güzel bitecek, inanıyorum.



8 Aralık 2015 Salı

bendeki sen

Ben seni görme ihtimalimi hesaplayıp mutlu oluyorum.
Düşün bendeki seni.
Gel artık, vazgeçersem çok geç olur.

3 Aralık 2015 Perşembe

tam vazgeçtim derken

Tam vazgeçtim derken bi gülme geldi, vazgeçemedim :)

Olay tam da şöyle gelişti, efenim eğer gerçekten vazgeçmiş olsaydım, vazgeçerdim, demek ki gerçek değilmiş, bi lafına tav olduğuma göre kıhkıhkıh :) :)

Geçen haftalarda ben tam araya mesafe koymaya başlamıştım ki, adım adım yani, sonra bir baktım yüzümde şebelek bir gülümseme. Geçen hafta bugün, beni akşam yemeğine davet etti. Ama o nasıl bi davet ya. Yerim!!. Sen gel benim çantamı sakla, arıyorum tarıyorum yok, sonra bunu aradım dedim gördünmü, yok filan dedi ama sonra itiraf etti, tamam yerini söyleyeceğim ama bana bi söz vermeni istiyorum dedi. ''Benimle bir akşam yemeği yemek için söz vermeni istiyorum''. Hiç beklemediğim bi anda, tam da vazgeçtim derken, ay ben şok :) Gerçekten şaşırdım, baya baya soğuk davranıyordum. Ama o sözümü aldım, bak söz verdin, derkenki sesi, hala hala ve hala kulaklarımda.

Sonra ben cumadan şehir dışına gittim, daha da onu ne gördüm ne sesini duydum.

Yemeğe ne zaman çıkarız,  ne konuşuruz, aramızda ne geçer bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum doğrusu. Yeni mottom 'anı yaşa' yaşıyorum vesselam :P

ps: içimde bir savaş var. bir yanım onu isterken, bir yanım ama-larla savaşıyor.

22 Kasım 2015 Pazar

vazgeçtiğin kadar mutlusun

Sevdiğimi söylemezsem 'sevme' derdi beni boğar demiş Yunus.

Boğuluyorum, konuşamamaktan, dilimin ucuna gelen cümleleri yumruğumu sıka sıka içime atmaktan, kendime engel olmaktan, sınırlar çizip bu sınırlara uymak için resmen çaba harcamaktan..

Hangi ara bu denli bağlandım, hangi ara onu bu denli düşünür oldum..Bilmiyorum.

Beni hiçbir şey değil bu belirsizlik öldürecek, işte bu yüzden ipleri elime aldım.

İnsan tercihleri doğrultusunda yaşar, eğer yaptığın bir tercihi hata olarak nitelendiriyorsan, o zaman aynı durumdayken yaptığın  ikinci tercihi hata olarak adlandıramazsın..Bu göz göre göre lades demektir.

Ve şu da bir gerçek ki 'Kendi değerini başka birine kanıtlaman gerektiğini hissettiğin dakika, kesinlikle ve şüphesiz yürüyüp gitmen gereken dakikadır.'

Nasıl desem, yoruldum.  Artık kendime bunu yapmayacağım.

İşte bu sebeple ''zaten bana ait olmayan bir şey ya da biri'' nden vazgeçiyorum.

Bakalım vazgeçtiğim kadar mutlu olabilecek miyim ?

14 Kasım 2015 Cumartesi

şimdilik araftayım

''beni sevip sevmediğine artık bi karar ver
  isteyip istemediğine
  yeter
  artık yeter
  hakkaten yeter..''

Durum bundan ibaret. Oysa;
O'nun yanında mutluyum, huzurluyum, evimde gibiyim, heycanlıyım, iki lafı bi araya zor getiriyorum, gözlerimi ondan alamıyorum, bakmalara doyamıyorum, her an gelmesini bekliyorum gözüm kapıda, ve o belirince kalbim başka türlü atıyor, enerjim değişiyor, şaşkoloz oluyorum, tam bir şaşkoloz, sonra bazen acayip onu göresim geliyor, bugün gelir mi ki diyorum kendime, ve o geliyor, bazen de kokusunu hissediyorum, onunla aynı parfümü kullanmasınlar istiyorum, istemekle olmuyor. Acayip sarılmak istiyorum, böyle sıkı sıkı...aşk değil bu, farklı, tarifsiz..

Onun da bana karşı hislerinin farkındayım farkında olmasına da, istiyorum ki açık açık konuşsun benle,  çok mu zor. Amacım sevgili olmak filan değil, geçtim ben bunları, ben sadece netlik istiyorum hislerde, bu belirsizlik beni benden alıyor (hayatımın her noktasında). Nedir kafasını meşgul eden bunca şey? Kafası karışkmış, sorunları varmış geçmişiyle ilgili, iyi tamam güzel de,o zaman nie beni kendine çekiyorsun be adam. Niye kafamı bu kadar meşgul ediyorsun. Niye vebalime giriyorsun.

Şimdilik araftayım.



8 Kasım 2015 Pazar

Öyle bir yerdeyim ki

''Öyle bir yerdeyim ki;
Ne gitmesi mümkün,
Ne kalması...

Öyle bir yerdeyim işte.
Vazgeçmekle direnmek arasında,
Akla karanın tam ortasındayım.
Kaybetmenin arifesinde,
Yeni bir hayatın eşiğindeyim...
Kalsam canım yanacak,
Gitsem Hayatım.''


Bende durumlar tam da yukarıdaki gibi.  Öyle boktan bi yerdeyim işte. Bir belirsizliğin tam ortasındayım, böyle olmaması için çabalasamda, bir bakıyorum  kendimi 'netsizliklerde başrolde ' buluyorum, olmamalı bu.

Ben adamı alıyorum, yüreğimden çıkartıyorum, kenara hatta biraz daha öteye koyuyorum, mantığımı devreye sokuyorum, ona bağlanmamak için kendime engel oluyorum, ama o geliyor, geliyor, geliyor bir belirsizliğin içine atıyor, sonra kenara çekiliyor. Ne yapıyorsun sen? diye sormak istiyorum, soramıyorum. sorarımda, gerek yok.

Şimdi efendim şöyle oluyor, kafamda gerçekten koydum kenara, o benim arkadaşım, evet geyik meyik tamam, ama umutlanma, uzatma, üzülme die. Gayet de bu şekilde uzaklaştırdım aklımdan onu, ta ki düne kadar. Dün bana hep yakındı, en yakındı. Dışardan gözler bile bizi sevgili sanacak kadar yakındık. ama adı yok işte!!! Bana gelip benden hoşlanıyor musun diyebiliyor, ne soracaksan açık açık sor ben cevap veririm dememe rağmen, ses yok...Ne düşünüyüm ben ne anlayım yahu? İşte bi arkadaşım konuşacak onunla, artık olumlu olumsuz bi netlik istiyorum. 



Neyse ben yine onu şöyle kenara koyuyum, öteye...

21 Ekim 2015 Çarşamba

yüreğim ağrıyor

demiştimya hani, aklım çıkıyor da o aklımdan çıkmıyor diye.
bir gün oluyor yok yok aramızdaki bu geyik muhabbetinden başka bir şey değil diyorum, bir gün oluyor acaba benim nasibim o mu diyorum.
bi gün çok yakın bana bi gün çok uzak.
ama bugün çok uzak.
ama dün çok yakındık, sanki hayatımda gibi, sanki eşim oymuş gibi, sanki bana ait gibi.
oysa bugün çok uzak.
çünkü o gidiyor.
o hayallerini gerçekleştirmek adına gidiyor.
onun adına çok mutluyum, çok.
her şeyden önce benim çok değerli bi arkadaşım.
ama gel gör ki elim ayağım bi tuhaf oldu.
ben hangi ara bu kadar bağlandım, yoksa aşık mı oldum. yok yaaşk değil bu. başka bir şey.
hayranlık mı desem. bu da doğru olur.
zamanı geriye döndersek, beni cidiye al dediğinde onu ciddiye alsam bir şeyler değişir mi?
sanmam.
kaderde yoksa yoktur.
ama yüreğim ağrıyor, acıyor, çırpınıyor...

ps: eminim ki şu an çok mutlusundur, hep mutlu ol. isterim. şu an ki durumumu inşallah hiç bir zaman öğrenemezsin. yolun bahtın aaçık olsun.

18 Ekim 2015 Pazar

hadi inşallah

salı günü mülakatım var, stresten midir nedir midem bulanıp duruyor.
korkuyorum.
korkmamam gerek, kafamda hiç bir soru işareti olmaması gerek. kendimi yaradana öylece teslim etmem gerek. yapıyorum da bunu. sonra bir an geliyor kalakalıyorum öylece.
Allahım sen hayırlısını ver, sen güzel şeylerin olmasını mümkün kıl.

11 Ekim 2015 Pazar

aklımdan çıkmıyor

aklım çıkıyor da o aklımdan çıkmıyor.
ne oldu, hangi ara böyle oldu?
bu kadar kolay kapılmamalıyım, hele ortada ciddi hiçbir şey yokken.
sevgili 'kalp' yapma etme, bak sonra yine olan sana oluyor.
ya biraz aklını başına al yahu.


9 Ekim 2015 Cuma

güzel olacak

Olaylar olaylar olaylar...

Bu ara o kadar yoğunum ki. İyi ki de yoğunum yoksa katlanılır gibi değil insanlar, insanlarımız...

Malum kişi ile her şey bitti. Diceksin ki başladı mı? Tamam başlamadan bitti. Bildiğin geldi, hayatıma girdi, beni kendine alıştırdı ve sonra hoop die uzaklaştı.Öyle belirsiz bir durumdu ki, beni yoruyordu.Ömür törpüsüydü mübarek. Sorumsuz, rahat.. Neyse açtım telefon, bu anlamsız duruma son vermek istediğimi söyledim. Şükür bitti, gitti.Kafam rahat içim rahat..Şimdilik iyiyim, ya içinde bulunduğum durumdan dolayı idrak edemedim, ya da aşıyorum artık pek çok şeyi. İkinci seçenek daha yatkın sanki, artık yediğimiz kazıklar mıdır nedir, büyüyoruz..Alışıyoruz.

Okulda bir arkadaşım var, ne zaman başladı bilmiyorum ama aramızda bi geyik dönüyor bayadır. Benim hayatımda malum kişi varken (ki düşün benim karakterime ne kadar ters bi durum) onun da aklında exkız var olduğu için gayet rahatız biz de. İşte vay benimle evlen bak seni rahat yaşatırım. Vay nerdesin özledim seni. Hatta bu muhabbete bi kaç arkadaşımız da dahil. İşte siz ilerde evlenirserniz çok güleriz filan diyorlar. İkimizin tek ortak noktası çok çocuk istemek, o kadar :) Diyorumya ne zaman başladı aramızda böyle bir şey hatırlamıyorum..Neyse diyeceğim o ki, bu arada bana diyordu niye beni ciddiye almıyorsun, beni ciddiye al falan filan.Ama ben hiç ciddiye almadım onu. Ne biliyim alsam kendi kendime gelin güvey olup ötyle ortada kalmaktan mı korktum ki, Ay bilmiyorum valla. Ama o kadar alıştım ki bu muhabbete... Geçenlerde arkadaşıma  demiş ki  beni ciddiye alsın, nie almıyor, sonra diğer yakın arkadaşıma da demiş. İkiside biz de dahil herkes seni ciddiye almadık, senin geyik yaptığını sanıyorduk demişler.

Aklıma düştü ya hani bu durum, aklımdan çıkmaz oldu! Şans mıdır nedir, geçen hafta hemen her gün görüyorken, bu hafta sadece pazartesi gördüm onu. Hayır kendi hislerim ne alemde onu da bilmiyorum, o ne kadar ciddi onu hiç bilmiyorum. Onun arkadaşlığını kaybetmek istemiyorum, üzülürüm böyle bir şey olursa..Aramızda ne olacak zaman gösterecek, Allah ne veriyorsa hayırlısını versin..

Veeeeeeeeeee  beklediğim haber bu pazartesi geldi. O çok istediğim kurumun mülakatına girmeye hak kazandım. Nasıl mutlu oldum bilemezsin. Mutluluk, heyecan, korku..Asıl olay mülakatta.Bakalım nolcak. Ama içimde çok güzel bir his var. Güzel olacak. Güzel şeyler olacak artık!.




3 Eylül 2015 Perşembe

beklemek

Bekledğim bir haber var, hayırlı bir şekilde olması için dua ediyorum.
Her gün her an elim yüreğimde.
İnşallah iyi şeyler olacak.
ve ben 'şükür ya Rabbim' diyeceğim.
Eylül!
Bu sene benim eylül-üm olur musun?


25 Ağustos 2015 Salı

İYİYE yormak, İYİLİK getirir

'Sen iyi bir insansın dua et' dedi bugün iki farklı arkadaşım, ikisi de birbirinden habersiz, ikisi de çok farklı konularla ilgili. Bu güzel bişey değil mi, insanalrın siizn için böyle düşünmesi. Malum arkadaş da benim iyi bir insan olduğumu söylemişti geçenlerde, ya da benim eski duygusal arkadaşımda. Peki iyi biri olmak iyi bir yaşantı için yeterli olur mu bilmem ama, kafamı yastığa koyduğumda kalbim huzurlu olsun bu bana yeter.

Bardağın genelde dolu tarafından bakarım, hiç kondurmam sevdiklerim için, yok ya vardır bi açıklaması vardır birşeyler derim. Bazen kızarlar bana bu kadar pollyana olma diye. Mesela pollyana olmak değil aslında,  dünya bu kadar kötü olamaz meselesi. İnsanlar bu kadar bencil olamaz, insanlar bu kadar heveslerimizi kursağımzda bırakamaz meselesi. Ama yanılıyorum ve bunu her geçen gün kat kat tadıyorum..Aslında o insanların iyi insanlar olduğunu bildiğim halde (bak hala konduramıyorum!) niye böyle olmak zorunda.. Bazen çok sorguluyorum.

En çok hevesimi kıranlar yaralıyor beni, ve niyeyse hep sevdiklerim çıkıyorlar onlar.

ps: İYİYE yormak, İYİLİK getirir. Epiktetos der ki: “Sen istedikten sonra karga da sana uğur getirir''. Bu da burda dursun, belki lazım olur bi yerde :)

19 Ağustos 2015 Çarşamba

yalnızlık/yapayalnızlık

Nasıl anlatsam nerden başlasam, tatil dönüşüm muhteşem! oldu.

Diyordumya hani, bişeyler var adını koyamadığım, bir his, bir düşünce karmaşası. Onunla biz neydik, biz diye bir şeyler var mıydı bilmiyordum. Sanki her şey bir rüya gibi. Olmamalıydı böyle. Ben iyiydim, Alışmıştım yalnızlığıma. Geldi beni yalnızlığımdan çekti çıkardı, oysa şimdi yapayalnız bırakma niyetinde. Gidişat onu gösteriyor.

''Beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi. Boş yere mağaramdan çıkarma beni, alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna..'' ne güzel demişler tam hislerime tercüman.

Ne oldu da böyle oldu bilmiyorum, bu soğukluk ne durup dururken? Her gün arayan soran adam nerde? Beni etkilemek için çabalayan, ruhuma değen adam gitti gidiyor şimdi.. O değil miydi, sen kimseyle dans etme yalnız benle dans et diyen? o değil miydi moralim bozuk diye saatlerce bana telefonda şarkı söyleyen? o değil miydi hadi uyu yorulmasın o güzel gözlerin diyen... Şimdi uykusuzluğuma sebeptir kendisi..

Nedenini sordum, ne oldu da böyle davranıyorsun diye? Benle alakalı dedi. Açıklama istedim haliyle. Müsait olmadığını sonra konuşalım mı dedi. Kabul ettim. O 'sonra' bir türlü gelmedi. Beklemedeyim. Cumaya kadar bekleyip, neymiş derdi onu öğrenmek istiyorum..

Gitmesi mesele değil de, yoruldum artık.. Güvenmeyelim mi kimseye, açmayalım mı bu yüreği birilerine..Doya doya sevmek sevilmekten başka bir şey değildi beklentim. Olmadı..


PS:   Bu aralar dokunsalar ağlayacağım.
         Dokunmuyorlar.
         Ama yine de ağlıyorum..



2 Ağustos 2015 Pazar

bavulumu hazırladım sebastian

Sanki gidersem her şey döndüğümde bambaşka olacak hissiydi benim her bir hücremde hissettiğim.
Bu yüzden gidiyorum..
Karışık duygulara gebe yüreğim, hassas, kırılgan, o kadar güçsüz ve zayıf ki. Yürek gitti gidiyor..
Kısa ve öz bir tatil olacak benim için, biraz kafa toplayıp, biraz huzur dolacağım.
Biraz kendime geleceğim, biraz özlem biraz kıymet bileceğim..
Döndüğümde her şey güzel olacak umuduyla gidiyorum.
Döndüğümde her şey  güzel olsun.



30 Temmuz 2015 Perşembe

noksanlık

Hayatımda var mı yok mu bilmiyorum diyordum. Arkadaşlarıma kalsa 'siz' olmuşsunuz diyorlar, sahi bazen ben de 'biz' olduk diyorum. Sonra da diyorum ki bir şey eksik, bir şeyler var, adını koyamnıyorum ama bir şeyler var yolunda olmayan.

Bugün iki kez şu cümleyi kurdum: ''ben birinin hayatında boş zamanlarını doluran biri olmak istemiyorum'' ve sonra içinde bulunduğum durumun adını koydum..

'Ben onun önceliği olmak istiyorum. Ben onun hayatında arkadaşlarıyla aynı seviyede olmak istemiyorum. Ben bana verdiği değeri görmek istiyorum.'  Ne biliyim sevgililik böyle deği mi, ben mi yanlış hatırlıyorum..

Bir tuhaf duygu yoğunluğundayım.O zaman bu bana gelsin;

yağmur çiseliyor,
serez çarşısı dilsiz,
serez çarşısı kör
havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
ve serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü
yağmur çiseliyor

24 Temmuz 2015 Cuma

Gençliğim gidiyor, tutamıyorum.

Oha ya, yine içim feci sıkkın. Bıraksalar da başım önümde ıssızlarda sessizce dolaşsam, ya da kimsenin beni bilmediği bi yerde alsam elime biramı, gelmişine geçmişine hatta hiç gelmeyişine içsem..İçsem ama kendimden geçmesem, kontrollü insanız vesselam.

off ki ne off, hayatım yine rayından çıkmış, altı üstü birbirine girmiş.
Seçtiğimiz hayatlar mı bunlar, seçtiklerimiz mi. Sanmam..

Ay remen dipteyim sondayım depresyondayım modundayım.

Biz yine yaradandan her şeyin hayırlısını dileyip mektubumuza son verelim.

Oldu o zaman hadi Muazzez Ersoy benim için söylesin, ben de ona eşlik edeyim: ''Kırılsın ellerim neye yarıyor? Gençliğim gidiyor, tutamıyorum..''



19 Temmuz 2015 Pazar

ahh benim..

Bi bayram daha böyle geçti, evde.. dizi kitap ikilisi ile aşk yaşayarak.Olsun halimden memnun ve huzurluyum. Seviyorum yalnızlığımı.

Bu ben beni yine bir yerlere sığdıramıyorum, yine yüreğim her yere dar.. Ben ki, içimde gezinmekten yorulmuş helak olmuşum. Bi mucize lazım bana, yoksa böyle yiyip bitirceğim kendimi. Hiç bir şeyden zevk alamaz oldum. Ne yediğimden, ne yaptıklarımdan, ne ailemden, ne arkadaşlarımdan, ne de bir süre önce yüzümde şebek bi gülümsemeye sebep olan ancak hayatımda olup olmadığını hala bilmediğim hayat arkadaşımdan. Depresyon dedikleri böyle bişey miydi? Aslında kendisine oldukça alışkınımdır ama, her yaşın depresyonu da farklı demek ki..

Gitsem, başka bi şehire gitsem, başka bi şehri yurt eylesem..Kendi ayaklarımın üstünde dursam, güçlü, kimseye muhtaç olmadan, alnım ak...

Hayırlısını diliyorum kendime.


ps: Lütfen artık güzel şeyler olsun, çok bunaldım zira.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Hayatımın olmayan akışı

Bugün de umutsuzluğumun dibi.

O eski halimden eser yok artık. Eski neşem, sevincim her şeyi benden aldılar. Bundan iki yılı aşkın bi süre önce o-nu hayatımdan çıkarınca sanıyordum ki, huzur dolu günler benim olucak.Oldu da. ama oldukça kısa da sürdü. İşin aslı bu huzursuluğun mutsuzluğun sebebi kendim olsam, kendi tercihlerim olsa bu kadar koymazdı. Ama şöyle bi bakıyorum da, en yakınımdaki insanların sorumsuzluklarının bedelini ödemem beni delirtiyor. İyice içinden çıkamaz bi hal aldı her şey. Bir de bunlara benim atanamam, işsizlik sorunsalı eklenince iyice depresif modda gezer oldum.. İşim olursa sanki her sorun çözülecek gibi geliyor, bilmiyorum öyle mi olur. Ama en azından kafamdan bu sorun atılmış olur. Allah'ım sen hayırlısı ile beni işime kavuştur ya Rabbim.

Hep aklımda aynı düşünce bu senem böyle olmamalıydı. Bu sene böyle olmamalıydı. Ne tuhaf o kadar boş zamanım var ki, ama bunu değerlendirecek param yok. Gün gelecek tam tersi olacak, olsun.Yeter ki beni tatmin eden, mutlu huzurlu düzenli bi işim olsun...









Bu resme facebook da rastlamıştım geçenlerde.  Emrah Serbes'in kitabından alıntı. Ne de güzel cuuk die hislerime tercüman oldu bilemezsin..

Ama insan hayatını birleştireceği eşini seçebiliyor demi? Ama işin özü o da değil. İnsan insanı tanıyamıyor. Her an farklı bir yönümüz ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden aşk meşk bahane, saygı ve sevgi en önemlisi. Kadir kıymet bilen, senin gözünden yaş akınca içi giden, seni sen olduğun için seven, sahiplenen, düşünen, sen ile biz olamayı başarabilen biri çıkar mı karşımıza ? Biz yaradandan isteyelim de, gerisi O-na kalsın.

Kimse okumasa bile buraya bişeyler yazmak rahatlatıyor beni, düşün son bi kaç saattir ağlıyordum öyle, sebep çook bize :) şimdi biraz daha iyiyim.

Bir de hayatımda olup olmadığını bilmedğim biri var hayatımda. Tuhaf olan şu ki, gün geçtikçe ondan da soğuduğumu farkettim. Tabi bunun bir sürü sebebi var, hali hazırda zaten depresif olan tavrım, onun başlarda ilgimi çekmek için çabalaması ve şimdilerde pek yüzyüze görüşemiyor oluşumuz da olabilir. amann bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.

Hayatımı olmayan akışına bıraktım...

13 Temmuz 2015 Pazartesi

hayaller diyorum, hayal olmaktan çıksa artık

Bugün 13 Temmuz 2015, Kadir gecesi. Ne güzel dualarım var bugün için, yüreğimin taa derinliklerinden gelen, öyle saf öyle temiz ki.. Böyle içim bi rahat bi huzur dolu ki, sonra diyorum 'hayırdır'. hay-r diyelim ha-r olsun. Allah her şeyin hayırlısını versin, yanımızda iyi insanlar olsun, kötüler hayatlarımızdan çıksın hatta hiç girmesinler.. Doğru yoldan şaşırtmasın bizi yaradan...Bugün çok güzel dularımla açıcam ellerimi semaya, Allah'ım 'kün' der ve her şey olur..Tevekkülle beklemedeyim..





Az önce baktım da KPSS de alan sıralamasında 365. yim. Atanır mıyım ki? bilmiyorum.. Korkuyorum bazen, hatta çoğu zaman. Ne olucak böyle diye. Bazen sanki hiç işim olmayacak gibime geliyor, sanki onca emek boşa gidecek..Sonra sağ olsun arkadaşlarım filan destek oluyorlar da biraz kendime geliyorum. Benim de iş konusunda kafamın huzura ereceği günler gelecek demi..Belki bi kaç ay içinde buraya iş ile ilgili anılarımı yazıcağım ha, olamaz mı :) olabilir..Gönlümün ne istediğini yaradan biliyor, hayırlısı..

Geçenlerde akademik kadro ilanına başvurdum, İstanbul'da. Hayalperest ben hemen tonla hayal kurdu. Ah hayaller hayaller, İyi ki varlar, zira gerçek yaşam pek bi acımasız..Ama artık hayaller diyorum, hayal olmaktan çıksa ve her şey gönlümüze göre olsa..




Kocaman bir ''amin'' diyoruz..Sevgiyle..

12 Temmuz 2015 Pazar

Yatarım kalkarım dilimde yüreğimde..

Bu sene pek çok şey kursağımda kaldı desem yeridir. Oysa ne de güzel hayallerim vardı. Hatta söylesem hayallerimi bende çalacaklar die içimde sakladım çoğunu. Sonra koca bir hüsran. Her şey boğazımda düğüm düğüm..

Öyle olmaması gereken şeyler yaşadım ki, daha yetmez mi dedim dahası geldi. Sonra kızdım kendime, ben kimdim ki, ne gelmişse başa 'hayırlısı için' dua ettim sonra..Daha çok yaradana yöneldim, daha çok şük-r eder oldum..

Allah'tan en çok istediğim 2 şey var bu ara (elbette sağlık sıhhat huzur her duamda mevcut her daim).. Yatarım kalkarım dilimde yüreğimde..Yaşadığımız bu maddi sıkıntıları hayırlısı ile atlatmak, ve o hayalini kurduğum işime en kısa sürede kavuşmak..

Diyor ki bir şiirde:           ''uyurum uyanırım, hep aynı şarkı.
                                       ne sesim eksilir, ne umudum biter.''





umudumuzun bitmemesi ümidiyle..

11 Temmuz 2015 Cumartesi

oha çüş yani

Bu başlık da bana pek yakışmamış olabilir, zira benim gibi hanım hanımcık bir kızın ağzına hiç yakışmadı farkındayım..ama gerçekten oha çüş yani. kaç yıl olmuş bloğa bakmayalı, daha doğrusu bakıp da birşeyler yazmayalı.

O dönemler hayatımı zehir eden birinin hayatındaydım, galiba ondan kaçmak için buraya sığınıyordum. Sonra tabiri caizse  ''öküz öldü ortaklık bozuldu'' atasözünü haklı çıkartarak herşeyden elimi ayağımı çeker oldum. Düşün elime bir yılı aşkın bi süre kitap dahi alamadım. Okuyamıyordum resmen. Değişik bi süreçti, zaman zaman yeri gelirse bahsedeceğim elbet.

Sanma ki şimdi de her şey yolunda, biri biter biri başlar sorunların...ama yine de Allah dermansız dertler vermesin.

^^ Gönlün 'he' demesi önemlidir..Kalbine huzursuzluk veren işi yapma. Çünkü hiç bir insan kalbinde huzur olduğu halde Allah'a isyan edemez. Kalp mühim bir delildir.^^  deniyor..Yaşadığım şu son dönemde daha bi sinirli, asi hatta isyankar oldum..Bu yeni beni sevmiyorum. Geçecek biliyorum neler geçmedi ki..


 Bloğuma ismini veren bu nefis Esin Afşar şarkısı ile şimdilik elveda ey okur. Sağlıcakla.