22 Kasım 2015 Pazar

vazgeçtiğin kadar mutlusun

Sevdiğimi söylemezsem 'sevme' derdi beni boğar demiş Yunus.

Boğuluyorum, konuşamamaktan, dilimin ucuna gelen cümleleri yumruğumu sıka sıka içime atmaktan, kendime engel olmaktan, sınırlar çizip bu sınırlara uymak için resmen çaba harcamaktan..

Hangi ara bu denli bağlandım, hangi ara onu bu denli düşünür oldum..Bilmiyorum.

Beni hiçbir şey değil bu belirsizlik öldürecek, işte bu yüzden ipleri elime aldım.

İnsan tercihleri doğrultusunda yaşar, eğer yaptığın bir tercihi hata olarak nitelendiriyorsan, o zaman aynı durumdayken yaptığın  ikinci tercihi hata olarak adlandıramazsın..Bu göz göre göre lades demektir.

Ve şu da bir gerçek ki 'Kendi değerini başka birine kanıtlaman gerektiğini hissettiğin dakika, kesinlikle ve şüphesiz yürüyüp gitmen gereken dakikadır.'

Nasıl desem, yoruldum.  Artık kendime bunu yapmayacağım.

İşte bu sebeple ''zaten bana ait olmayan bir şey ya da biri'' nden vazgeçiyorum.

Bakalım vazgeçtiğim kadar mutlu olabilecek miyim ?

14 Kasım 2015 Cumartesi

şimdilik araftayım

''beni sevip sevmediğine artık bi karar ver
  isteyip istemediğine
  yeter
  artık yeter
  hakkaten yeter..''

Durum bundan ibaret. Oysa;
O'nun yanında mutluyum, huzurluyum, evimde gibiyim, heycanlıyım, iki lafı bi araya zor getiriyorum, gözlerimi ondan alamıyorum, bakmalara doyamıyorum, her an gelmesini bekliyorum gözüm kapıda, ve o belirince kalbim başka türlü atıyor, enerjim değişiyor, şaşkoloz oluyorum, tam bir şaşkoloz, sonra bazen acayip onu göresim geliyor, bugün gelir mi ki diyorum kendime, ve o geliyor, bazen de kokusunu hissediyorum, onunla aynı parfümü kullanmasınlar istiyorum, istemekle olmuyor. Acayip sarılmak istiyorum, böyle sıkı sıkı...aşk değil bu, farklı, tarifsiz..

Onun da bana karşı hislerinin farkındayım farkında olmasına da, istiyorum ki açık açık konuşsun benle,  çok mu zor. Amacım sevgili olmak filan değil, geçtim ben bunları, ben sadece netlik istiyorum hislerde, bu belirsizlik beni benden alıyor (hayatımın her noktasında). Nedir kafasını meşgul eden bunca şey? Kafası karışkmış, sorunları varmış geçmişiyle ilgili, iyi tamam güzel de,o zaman nie beni kendine çekiyorsun be adam. Niye kafamı bu kadar meşgul ediyorsun. Niye vebalime giriyorsun.

Şimdilik araftayım.



8 Kasım 2015 Pazar

Öyle bir yerdeyim ki

''Öyle bir yerdeyim ki;
Ne gitmesi mümkün,
Ne kalması...

Öyle bir yerdeyim işte.
Vazgeçmekle direnmek arasında,
Akla karanın tam ortasındayım.
Kaybetmenin arifesinde,
Yeni bir hayatın eşiğindeyim...
Kalsam canım yanacak,
Gitsem Hayatım.''


Bende durumlar tam da yukarıdaki gibi.  Öyle boktan bi yerdeyim işte. Bir belirsizliğin tam ortasındayım, böyle olmaması için çabalasamda, bir bakıyorum  kendimi 'netsizliklerde başrolde ' buluyorum, olmamalı bu.

Ben adamı alıyorum, yüreğimden çıkartıyorum, kenara hatta biraz daha öteye koyuyorum, mantığımı devreye sokuyorum, ona bağlanmamak için kendime engel oluyorum, ama o geliyor, geliyor, geliyor bir belirsizliğin içine atıyor, sonra kenara çekiliyor. Ne yapıyorsun sen? diye sormak istiyorum, soramıyorum. sorarımda, gerek yok.

Şimdi efendim şöyle oluyor, kafamda gerçekten koydum kenara, o benim arkadaşım, evet geyik meyik tamam, ama umutlanma, uzatma, üzülme die. Gayet de bu şekilde uzaklaştırdım aklımdan onu, ta ki düne kadar. Dün bana hep yakındı, en yakındı. Dışardan gözler bile bizi sevgili sanacak kadar yakındık. ama adı yok işte!!! Bana gelip benden hoşlanıyor musun diyebiliyor, ne soracaksan açık açık sor ben cevap veririm dememe rağmen, ses yok...Ne düşünüyüm ben ne anlayım yahu? İşte bi arkadaşım konuşacak onunla, artık olumlu olumsuz bi netlik istiyorum. 



Neyse ben yine onu şöyle kenara koyuyum, öteye...