30 Mart 2012 Cuma

bu ara her yerde bu şarkı

nereye gitsem bu şarkı karşıma çıkıyor, bu ara heryerde duycak gibiyiz, o zaman buyrun ;





                 

28 Mart 2012 Çarşamba

no başlık



Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık !
Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.. / TEBRİZLİ ŞEMS 38. kural

“İranlı bir şair der ki; “Aşk’a uçarsan kanadın yanar”.
Bu söze cevaben Mevlana da der ki; “Aşk’a uçmazsan kanat neye yarar?”.
Yunus Emre’de ekliyor; “Aşk’a vardıktan sonra kanadı kim arar?”

bu güzel sözlerden sonra bide şu güzel şarkıyı dinleyin, insanı nasılda alıp uzaklara götürüyor....




26 Mart 2012 Pazartesi

en son ne yaptım ?

1)Çifte kavrulmuş lokum ve türk kahvemi bi güzel mideye indirdim


2)Yine ve yine klavyeme süt döküp , yeni bir tane almak zorunda kaldım

3) İki tane sınava peş peşe girdim ve sonuç :) umduğum gibiydi :))



4)Aşkın Gözyaşları / Tebrizli Şems 'i okumaya başladım ve sınavlarımdan dolayı malesef boynu bükük kaldı kitabımm :((



5) ve bu aralar Bob Marley'in Sunshine Reggae'sine takmış durumdayım, devamlı dinliyorum :) buyrunn >,<



vee yine çekilişşşş varrr :)) Gerçi bana pek çıktığı yok ama bellide olmaz dimi :))

mavi umut'tan


o zaman size güzel günler dilerim efendim veeen ders çalışmaya uçarım ben >,<


17 Mart 2012 Cumartesi

Aurora'nın İncileri

Daha dün  ''Sır'' ı  okuyup bitirmiştim ve devamı olan  ''Aurora'nın İncileri'' ni hafta başında okumayı planlarken,  kafamdaki sorulara, heyecanlara daha fazla dayanamadım..Ve sonuç mu? Dün akşam başladığım kitabı bugün bitirdim.
Her sayfayı çevirirken, kendimi Hüma'nın dünyasına iyice kaptırdım.Bu nasıl güzel bir anlatımdır sevgili Nermin Hanım? Bu nasıl bir kahramandır, kah kendimi  Hüma'nın yerine koymak isterken, kah yaşadığı acılara ''yok artık''deyip kendime geliyorum..
Çok güzel bir öyküydü, çek beğenerek , her sayfasını heyecanla okudum..
En kısa zamanda sizlerin de okuması dileğiyle ..
Hoş kalın !!!  >,<





16 Mart 2012 Cuma

uzun zaman olmuş

En son post yapalı  baya zaman olmuş, ama her ne kadar bloğuma yazmasamda, takipcisi olduğum bloglara yorum yapmasamda, hemen hemen her gün , kim ne yapmış  ne yazmış takip etmekteyim..Son dönemde hiç içimden  yazmak gelmiyordu ( sanki yıllardır blogda yazıyormuşum gibi :)), daha bloğu açalı bir kaç ay olmuş ve ben hemen sırt dönmüştüm ona ) Neyse uzun lafın kısası, arayı bu kadar açmıcağımı ümit ediyorum :)))

Son zamanlarda Nermin Bezmen' e takmış durumdayım, hangi kitabını okuduysam,^^ keşke bitmeseydi^^ diyebiliyorum, o kadar güzel yazıyor, o kadar beni içine alıyor ki kitapları, çok çok severek okuyorum.Sizlere bahsetmek istediğim ilk kitabı ^^SIR^^






^^Nermin Bezmen ; SIR’da, Birinci Dünya Savaşı öncesi İstanbul, Londra ve New York’ta yaşanan çalkantılı, gerilimli  günleri, bu üç kentte yaşanan bir aşkla ustaca harmanlıyor. Aynı zamanda, l800’lere dönen yazar, romanın  kahramanı Hüma’nın o günlerden l900’lerin sonuna taşıdığı ve çözülmesi gereken bir sır bırakıyor okurlarının kucağına 96’ncı yaşına girdiği gün sonsuzluk uykusuna daldığında, ne yaşı okunuyordu yüzünden ne yaşadıkları; aşkı baş tacı,kaderi  en büyük rakibi olmuş muhteşem kadının Sadece, muzipçe gülümsemekteydi. Plânlı çıkmıştı son yolculuğuna, çocuklarına ve torunlarına çözülmek üzere bıraktığı sırların yaratacağı şoku bilerek. SIR, tarihi dokusu içinde romantizm  ve cinsellkle beslenen, keyif ile hüznü, ihtiras ile melodramı seviştiren bir öykü. Kahramanlarının birbirine estetik bir erotizmle örülmüş sır’larıyla beraber aşkı, cinselliği bir kez daha sorgulayacak, belki kahramanlardan biri olmak isteyeceksiniz. Belki de… siz zaten onlardan birisiniz....^^ diyordu kitabın kapağında..

Kitabın daha ilk sayfalarında çok şaşırıyorsunuz, ancak yazar öyle usatlıkla işlemiş ki, sadece ilk sayfalarda değil, son sayfaya kadar o şoku, o heyecanı, sizde yaşıyorsunuz..96.yaş gününde odasında dinlenmeye çekilen Hüma'nın sonsuzluk uykusuna dalışıyla başlıyor öykü, herşeyi planlamıştır Hüma, öyle ki ölüm geldiğinde yüzündeki gülümseme onu terk etmemiştir..Çocukalrına  torunlarına daha acılarının ilk safhasında onları şok edecek bir günlük bırakmıştır..Günlük okunmaya başlanır ve 1991 yılından çook öteye daha 1.Dünya Savaşı'nın bir kaç yıl sonra patlak vereceği, genç Hüma'nın ilk aşkını yaşadığı yıllara gidilir....

Hüma, nasıl bir cesaret örneği sergiliyrsun? O küçücük yaşında, nasıl bu kadar olgun olabiliyorsun, şaşıyorum doğrusu....

Aslında Hüma'nın öyküsü iki kitaptan oluşmakta, Birincisi ^^Sır^^, diğeri ise ^^ Aurora'nın İncileri ^^.Ben daha ikinci kitabı okumadım, ama en kısa zamnda onu da okumayı ve Hüma'nın kafamda oluşturduğu soru işaretlerine cevap bulacağım, umarım :))


Madem blog hayatına yavaştan da olsa geri döndüm, bari sevvgili blogger arkadaşlarımın hediye çekilşlerine katılıyım, hiç şansım yoktur ama , belli mi olur belki şeytanın bacağını kırmışımdır dimi :)))


en kısa zamnda görüşmek ümidiyleee, öpüldünüz  >,<




bS.TE:w

bbbww.kitapyurdu.com